Mektup
ŞIIR
Ersin Niyaz
2/7/20251 min read


Posta kutumda mektup var
Sana gönderdiğim güller yazmış
Teşekkürün biri bin.. gurulular
Seçilmiş bir ruh gibi
Bir şehit gibi vakurlar
"Biz..." diyor, pembelerin biri
"Biz gerçekten ona mı benziyoruz?"
Cevap yazsam deli derler
"Tebessümü..." diyor bir diğeri
"Tebessümü ben götürdüm."
Kabul etmişsin nezaket gereği
Yüzünde görmüşler
Mahremine alıp, odana koymuşsun
Uzun uzadıya anlatmışlar
Her birinden bir iltifat
Hepsinin dilinde sen
"Mürdüm..." diyor birisi
"Yanaklarında mürdüm."
Diğeri kalemi çekip almış.
"Masumiyetin rengi o.
Tuttuğu dilekte gördüm."
Birisi aynaya kızmış.
Aynada görmüş seni,
"Bizi bir matah gibi gösteren aynalar
Onun ışığını saklar, endamını baltalar."
Bir sitem, bin beddua.
"Kör olsun gözü, dökülsün yaldızı
Kırılsın camı, saçılsın kainata
Aynalardan kalan parçalar"
Hepsini kucaklamış
Ama sadede birisini koklamışsın
Bir kargaşa, kavga kıyamet
"Beni kokladı" diye bir rekabet
Ellerin değmiş hepsine
Birisi vazoyu nasıl aradığını anlatmış
Hayatı suda değil, ellerinde bulmuşlar
Turuncular daha vakur
Turuncular misafir
Bilirler ki oradalar,
Vekaleti beni temsil
Bilmedikleriyse;
Ben onlardan daha bahtiyar
Birisi, hepsi adına yazmış
"Bu şehir, bu afet-i endama dar
Bu kadının gecesinde de güneş var."
Son sözü gene pembeler almış
Kokunu duyup kendilerinden utanmışlar
Diyor ki;
"Biz de kendimizi överdik
Cennet kokusu bilmeyene
Artık ar ederiz, rayihada o tene"
Birisi de yemin etmiş;
"Bir daha kokarsam eğer
Suyum döküle kefene"